Eğirdir Gölüne Sahip Çıkmak Zorundayız

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 11.09.2020 - 22:38, Güncelleme: 11.09.2020 - 22:38
 

Eğirdir Gölüne Sahip Çıkmak Zorundayız

SU Ürünleri Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Sedat Karakoyun, Eğirdir Gölü'nün yüzey alanının küçüldüğüne ve gölün hacminin azaldığına dikkat çekerek, gölün gelir-gider ilişkisi bozulmuş ve böylece göl su bütçesi açık vermiştir dedi.
SU Ürünleri Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Sedat Karakoyun, Eğirdir Gölü'nün yüzey alanının küçüldüğüne ve gölün hacminin azaldığına dikkat çekerek, gölün gelir-gider ilişkisi bozulmuş ve böylece göl su bütçesi açık vermiştir dedi. Eğirdir Gölü'ne sahip çıkılması gerektiğini anlatan Karakoyun açıklamasında; "Bilindiği üzere son yılların kurak geçmesi ve Eğirdir Gölü havzasında yeraltı ve yerüstü suları ile gölden pompalarla sulamaya alınan suyun bilinçsiz kullanımı ile gölün gelir-gider ilişkisi bozulmuş ve böylece göl su bütçesi açık vermiştir. Bütün bunların sonucunda gölün ortalama derinliği 10 metreden 6 metreye düşmüş, yüzey alanı küçülmüş ve gölün hacmi azalmıştır. Diğer taraftan Eğirdir Gölü çevresinde göle sıfır noktasında uzun yıllardır yaygın elma tarımı yapılmaktadır. Elma yılda ortalama 20 defa ilaçlanmaktadır. Ayrıca Göl havzasında binlerce ton suni gübre kullanılmaktadır. Gülün uzun yıllardır bu tarımsal kimyasalların yanı sıra evsel atıklarla kirletildii herkes tarafından bilinmektedir" dedi. GÖLDE KİRLİLİK DURDURULMALI VE TEMİZLİK BAŞLATILMALI Türkiye açısından stratejik öneme sahip Eğirdir Gölü'nde su bütçesinin dengeli hale getirilmesinin yanısıra gölde kirliliğin durdurulması ve eş zamanlı olarak temizliğin başlatılması gerekmektedir diyen Karakoyun; "Göl suyunun içme suyu kalitesinde muhafaza edilerek sürdürülebilir kullanımının sağlanması ilimiz ve ülkemiz açısından oldukça önemlidir. 30 yıldan bu yana Eğirdir Gölü ile ilgili probleme çözüm araba çerçevesinde, araştırmalar yaptığım öneri ve öngörülerde bulunduğum Isparta kamuoyunca bilinmektedir. Şöyle ki bundan önceki Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'e mektup yazarak; Eğirdir Gölünün Devlet Denetleme Kurulu tarafından incelenmesini, Kırmızı Kitap (siyaset belgesine) alınmasını ve gerekirse stratejik öneminden dolayı Milli Güvenlik Kurulunda görüşülmesini belirterek randevu talebinde bulundum. Cumhurbaşkanlığı iletişim biriminden aradılar. Yoğun programından dolayı randevu veremeyeceklerini söylediler. Ben bununla da kalmadım. Yerel seçimler öncesi Şubat 2019'da Sayın Cumhurbaşkanının Isparta'ya geleceğini öğrendim ve Isparta milletvekilimiz Mehmet Uğur Gökgöz'den bana gölle ilgili randevu almasını istedim. Bunu da gerçekleştiremedik. Ancak Sayın Milletvekili Kanal 32 televizyonda yayınlanan bire-bir programında Eğirdir Gölü'nün Mogan Gölü örneğinde olduğu gibi dip çamuru temizliğinin yapılması hususunu Sayın Cumhurbaşkanına ilettiğini söyledi. Bu husus bugüne kadar gölle ilgili problemin çözümü çerçevesinde en üst seviyede yapılan oldukça önemli aynı zamanda sevindirici ve umut verici bir durumdur. Bu bağlamda yaklaşık 30-40 yıldır gölle yatıp gölle kalkan Sedat Karakoyun olarak vekilimize teşekkür ediyorum. Çünkü gölle ilgili sorunların çözümünün ancak Ankara'dan olacağı herkes tarafından bilinmektedir. Ekonomik sosyal ve siyasal riskler krize dönüşse bile bir şekilde yönetilebilir ancak Eğirdir Gölü ile ilgili Risk krize dönüşürse gölün eski haline gelmesi için en az 50-60 sene beklememiz gerekir. Hepimiz en az 150 bin kişinin ekmeğini yediği 250 bin kişinin Suyunu içtigi Eğirdir Gölü'ne sahip çıkmak zorundayız. Göl bize atalarımızdan miras değil evlatlarınızdan emanettir. Eğirdir Gölü ilimiz ve ülkemizin partiler üstü meselesidir. Göl yoksa Isparta'da yok" dedi.
SU Ürünleri Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Sedat Karakoyun, Eğirdir Gölü'nün yüzey alanının küçüldüğüne ve gölün hacminin azaldığına dikkat çekerek, gölün gelir-gider ilişkisi bozulmuş ve böylece göl su bütçesi açık vermiştir dedi.

SU Ürünleri Araştırma Enstitüsü eski Müdürü Sedat Karakoyun, Eğirdir Gölü'nün yüzey alanının küçüldüğüne ve gölün hacminin azaldığına dikkat çekerek, gölün gelir-gider ilişkisi bozulmuş ve böylece göl su bütçesi açık vermiştir dedi.

Eğirdir Gölü'ne sahip çıkılması gerektiğini anlatan Karakoyun açıklamasında; "Bilindiği üzere son yılların kurak geçmesi ve Eğirdir Gölü havzasında yeraltı ve yerüstü suları ile gölden pompalarla sulamaya alınan suyun bilinçsiz kullanımı ile gölün gelir-gider ilişkisi bozulmuş ve böylece göl su bütçesi açık vermiştir. Bütün bunların sonucunda gölün ortalama derinliği 10 metreden 6 metreye düşmüş, yüzey alanı küçülmüş ve gölün hacmi azalmıştır.

Diğer taraftan Eğirdir Gölü çevresinde göle sıfır noktasında uzun yıllardır yaygın elma tarımı yapılmaktadır. Elma yılda ortalama 20 defa ilaçlanmaktadır. Ayrıca Göl havzasında binlerce ton suni gübre kullanılmaktadır. Gülün uzun yıllardır bu tarımsal kimyasalların yanı sıra evsel atıklarla kirletildii herkes tarafından bilinmektedir" dedi.

GÖLDE KİRLİLİK DURDURULMALI VE TEMİZLİK BAŞLATILMALI

Türkiye açısından stratejik öneme sahip Eğirdir Gölü'nde su bütçesinin dengeli hale getirilmesinin yanısıra gölde kirliliğin durdurulması ve eş zamanlı olarak temizliğin başlatılması gerekmektedir diyen Karakoyun; "Göl suyunun içme suyu kalitesinde muhafaza edilerek sürdürülebilir kullanımının sağlanması ilimiz ve ülkemiz açısından oldukça önemlidir. 30 yıldan bu yana Eğirdir Gölü ile ilgili probleme çözüm araba çerçevesinde, araştırmalar yaptığım öneri ve öngörülerde bulunduğum Isparta kamuoyunca bilinmektedir.

Şöyle ki bundan önceki Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'e mektup yazarak; Eğirdir Gölünün Devlet Denetleme Kurulu tarafından incelenmesini, Kırmızı Kitap (siyaset belgesine) alınmasını ve gerekirse stratejik öneminden dolayı Milli Güvenlik Kurulunda görüşülmesini belirterek randevu talebinde bulundum. Cumhurbaşkanlığı iletişim biriminden aradılar. Yoğun programından dolayı randevu veremeyeceklerini söylediler. Ben bununla da kalmadım.

Yerel seçimler öncesi Şubat 2019'da Sayın Cumhurbaşkanının Isparta'ya geleceğini öğrendim ve Isparta milletvekilimiz Mehmet Uğur Gökgöz'den bana gölle ilgili randevu almasını istedim. Bunu da gerçekleştiremedik. Ancak Sayın Milletvekili Kanal 32 televizyonda yayınlanan bire-bir programında Eğirdir Gölü'nün Mogan Gölü örneğinde olduğu gibi dip çamuru temizliğinin yapılması hususunu Sayın Cumhurbaşkanına ilettiğini söyledi. Bu husus bugüne kadar gölle ilgili problemin çözümü çerçevesinde en üst seviyede yapılan oldukça önemli aynı zamanda sevindirici ve umut verici bir durumdur. Bu bağlamda yaklaşık 30-40 yıldır gölle yatıp gölle kalkan Sedat Karakoyun olarak vekilimize teşekkür ediyorum. Çünkü gölle ilgili sorunların çözümünün ancak Ankara'dan olacağı herkes tarafından bilinmektedir. Ekonomik sosyal ve siyasal riskler krize dönüşse bile bir şekilde yönetilebilir ancak Eğirdir Gölü ile ilgili Risk krize dönüşürse gölün eski haline gelmesi için en az 50-60 sene beklememiz gerekir.

Hepimiz en az 150 bin kişinin ekmeğini yediği 250 bin kişinin Suyunu içtigi Eğirdir Gölü'ne sahip çıkmak zorundayız. Göl bize atalarımızdan miras değil evlatlarınızdan emanettir. Eğirdir Gölü ilimiz ve ülkemizin partiler üstü meselesidir. Göl yoksa Isparta'da yok" dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.