SDÜ'de yaşanan taciz davası sonuçlandı

Tolga Şardan T24’teki bugünkü yazısında SDÜ de yaşanan taciz davası vardı.

Tolga Şardan T24’teki bugünkü yazısında SDÜ de yaşanan taciz davası vardı. Minibüste cinsel tacize yine kuş kadar ceza Mahkeme, sanık Ö. yi ceza aldığı eylemi, "hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullandığı" gerekçesiyle cezasını yarı oranda artırdı. Fakat, mahkemenin 1/6 oranında takdir indirimi kullanmasıyla toplam cezası 3 yıl 1 ay 15 hapis olarak kesinleşti Kadınların adalet mücadelesi sürüyor ve görünen o ki sürmek zorunda. Hemen her gün yeni bir kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırı olayı gündeme geliyor. Kadınlar öldürülüyor, darp ediliyor, cinsel saldırıya maruz kalıyor ancak suçlular açısından caydırıcılık bir türlü sağlanamıyor. Bunları hatırlatmamın sebebi, geçen aralıkta Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'nde yaşanan cinsel saldırı.2 Olayı aktarmadan önce, servis şoförü C. Ö.'nin (57) cinsel saldırısına uğrayan üniversite öğrencisinin adını (XXX) olarak kodladığımı belirteyim. "Gündelik ilişkiler yaşa, aramızdaki yaş farkı önemli değil" Şimdi olayı anlatayım. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'ne bağlı spor kulübü geçen aralıkta sportif organizasyon çerçevesinde üniversiteye ait özel minibüsle Hatay'a gitti. Turnuvaya katılan kadın voleybol takımı birkaç gün sonra kente döndü. İşte dönüş yolunda yaşananlar, kız öğrenci (XXX)'in aynı zamanda üniversitenin kadrolu personeli olan minibüs şoförü Ö.'yi savcılığa şikâyet etmesiyle sonuçlandı. Şikâyetle birlikte Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Başsavcılık, aralık ayında yaşanan olayla ilgili geçen nisanda (XXX)'in müşteki, Ö.'nin ise şüpheli konumunda yer aldığı iddianameyi hazırlayıp mahkemeye gönderdi. İddianame yer aldığı şekliyle cinsel saldırıya hedef olan (XXX), yaşadıklarını özetle şöyle anlattı: "(...) Süleyman Demirel Üniversitesi'nde öğrenciyim. Hatay'da düzenlenen voleybol turnuvasına şüpheli C.Ö.'nin sevk ve idaresinde bulunan otobüs ile gittik. Dönüş yolunda şüpheli, popoma yakın şekilde bacağıma dokundu. Daha sonra cinsel muhabbetlere girerek 'valizin burada değilmiş, ceza olarak beni öpeceksin. Senden büyük biriyle birlikte olmaz mısın? Servisteki en güzel kız sensin. Gündelik ilişkiler yaşa, aramızdaki yaş farkı önemli değil' şeklinde sözler söyledi. (...)" Örmeci'nin sözlerini aktardıktan sonra (XXX), savcıya dikkat çeken bir bilgi daha verdi: "(...) Şüpheli, 'bilinçli bir şekilde' otobüsteki tüm öğrencileri indirdikten sonra en son beni yurda bıraktı. Tam bu esnada omzumdan tutarak belimi kavradı ve öpmeye çalıştı. (...)" "Yurda giremeyeceksen bizim işyerine götüreyim" Şikâyetçi (XXX)'in verdiği bilgiler sonrasında savcılık, üniversite personeli C. Ö.'nin ifadesi alındı. Ö, yaşananları kendi penceresinden şöyle aktardı savcılığa: "(...)Süleyman Demirel Üniversitesi'nde 30 yıldır şoför olarak görevliyim. Hatay'da yapılan voleybol turnuvası için öğrencileri Isparta'dan Hatay'a götürdüm. Diğer öğrenciler ile sohbet ettiğim gibi (XXX) ile de sohbet ettim. Sohbet esnasında 'ciddi ilişki yapma, gecelik ilişkiler yaşama, bana bir geçmiş olsun öpücüğü ver' demedim. Omzuna elimi tamamen masumane atmış olabilirim. Sadece güzel olduğunu söyledim. Dönüş yolunda (XXX)'ı gece yurda alınamayabileceğini söyledim. Bunun üzerine 'yurda giremeyeceksen, üniversitede bizim işyerine götüreyim, orada kalorifer sürekli yanıyor, gün ağarana kadar bekleyebilirsin' dedim. Yolculuk esnasında elimin vitese doğru attığında elim bir şahsın bileğine değdi. (...)" Kameraya yansıyan sözler Savcılık, soruşturma çerçevesinde araç içindeki kamera görüntülerini inceledi. İddianameye girdiği şekliyle Ö, (XXX)'in araçta tek başına kaldığı sırada şunları söyledi: "(...) Kaldık mı baş başa. İşyerine gidelim mi? Orada biraz yatmak ister misin? Senin gibi kızı kim almaz? Ben onun yerinde olsam ne yapar ne eder seni kandırır evlenirdim. Sen kendinden yaşça büyüklerden hoşlanıyorsun. (...)" * * * Savcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden Isparta 4. Asliye Ceza Mahkemesi, oldukça hızlı bir yargılama gerçekleştirdi. İkinci duruşma sonunda yargılama tamamlandı. İkinci duruşmada savcı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Savcının, esas hakkındaki görüşündeki değerlendirmeleri tutanağa şöyle yansıdı: "(...) Sanığın 17/12/2022 günü voleybol turnuvasından geri getirdiği katılanın bel bölgesine dokunmak ve ani şekilde katılanı öpmek suretiyle ani kesintili olarak şehevi duygularının tatmini için hareket ettiği, yine sanığın yaptığı iş nedeni ile katılana ulaşması yolunda sahip olduğu nüfuzu da kötüye kullandığı bu suretle sanığın TCK'nın 102/1-2 cümlesinde yer alan 'sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı' suçunu kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak nitelikli haliyle birlikte işlediği anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan TCK 102/1-2. Cümle, 102/3.b, maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, (...)" "Evlat gözüyle gördüm" Savcının esas hakkındaki görüşünün ardından usül gereği mahkeme, bir kez daha sanık Ö'ye söz verdi: "(...) Mütalaayı kabul etmiyorum. Ben bir suç işlediğimi düşünmüyorum. Ben kesinlikle müştekiye yönelik öpeceğim muhabbeti yapmadım. Sadece 'uzun yolculuk oldu, geçmiş olsun, öpücüğü var' dedim. Bunu evlat gözüyle gördüğüm için söyledim. Suçsa tek eylemim budur. Bunu iyi niyetli şekilde yapmıştım. (...)" Mahkemenin 26 Mayıs'ta tamamladığı yargılama sonunda, sanık Ö, için alınan karar şöyle oldu: "(...) Cinsel saldırı suçunu işlediğinden bahisle iddianame tanzim edilmiş ise de, sanığın eyleminin TCK'nın 102/1-2.fıkrasında yer alan sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı suçunu oluşturduğu anlaşılmış olup, sanığın suç işleme kastı, kişilik özelliği, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlenme şekli dikkate alınarak iki yıl altı ay hapisle cezalandırılmasına (...)" Yarı oranda artırım ve takdir indirimi: 3 yıl 1 ay 15 gün hapis Mahkeme, sanık Ö'yi ceza aldığı eylemi, "hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullandığı" gerekçesiyle cezasını yarı oranda artırdı. Fakat, mahkemenin 1/6 oranında takdir indirimi kullanmasıyla toplam cezası 3 yıl 1 ay 15 hapis olarak kesinleşti. Kayıp kamera görüntüsüne işlem yok! Bu arada, taciz olayı sırasında Süleyman Demirel Üniversitesi'ne ait minibüsün iç kamera görüntülerinden dört dakikalık bölümün kayıp olduğu ortaya çıkarıldı. Ö'nin cinsel saldırının hedefi olan (XXX)'in avukatı İsmail Özer Özgül, üniversite rektörlüğüne yaptığı yazılı başvuruda, olayın anlaşılması için mevcut görüntüler üzerinde çalışma yapan iki polisin hazırladığı tutanağı delil olarak kullandı. Özgül, dilekçesinde polislerce hazırlanan 23 Aralık 2022 tarihli inceleme tutanağının ikinci sayfasındaki "2. videonun bitişi ile 3. videonun başlangıç saati arasında yaklaşık 4 dakikalık görüntünün olmadığı, mağdurun otobüsten bu 4 dakikalık süre içerisinde indiği ve cinsel saldırıya uğradığını beyan ettiği zaman diliminin olduğu görülmüş" görüşüne yer verdi. Avukat Özgül, 26 Aralık 2022 tarihli ikinci tutanaktaki "olaya konu yaklaşık 4 dakika görüntünün olmadığı tespit edilmiştir" tespitine karşın üniversite yönetiminin kamera görüntülerinin silinmesi konusunda hiçbir araştırma yapmadığına dikkati çekti. Özgül, şu görüşü verdi: "(...) C. Ö., gerek hazırlık soruşturması gerekse de mahkeme ifadesinde müvekkili öptüğünü, dokunduğunu beyan ve ikrar etmiştir. Ancak müvekkilim tarafınızca hiç dinlenilmediği gibi gerekse de olayın başından beri yaptığı yanlışı itiraf eden C.Ö. hakkında alelade, yüzeysel bir soruşturma yapılmış olayın vehameti ve ağırlığı ile orantılı bir idari ceza verilmemiş ve açığa dahi alınmamıştır. Kendisine emanet edilen gençleri öpmek ve vücut dokunulmazlığını ihlal etmek midir bir devlet memurunun görevi? Bu ayrıntı bile idari mercilerinizce nasıl gözden kaçar inanılır gibi değildir. Cinsel saldırıya "aylık kesim" cezası Avukat Özgül'ün yazılı başvurusuna üniversite yönetimi iki hafta sonra yanıt verdi. Rektör Çarıkçı'nın imzasıyla gönderilen yanıtta, cinsel saldırıdan 3 yıl bir ay 15 gün hapis cezası alan Ö. hakkında yürütülen idari soruşturmada "aylıktan kesim" cezası verildiği açıklandı. Aynı yanıtta, Ö.'nin 30 Nisan 2023 tarihinde "üniversiteden emekli olarak" ilişiğinin kesildiği aktarıldı! Bu arada hatırlatayım; Rektör Çarıkçı'nın yazısına göre, cinsel saldırıdan hüküm giyen Ö. üniversitede "bilgisayar işletmeni" kadrosunda görünüyor! Böylelikle üniversite yönetimi, asıl kadrosu şoför olmayan bir üniversite personeline bir minibüs dolusu insanı nasıl emanet ediyor? Yok eğer, Ö. gerçekten şoför olarak görevdeyse; bilgisayar işletmeni kadrosu ne oluyor? O da ayrı konu elbette.